Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Ocak 2012 Cumartesi

DİPLOMATİK İLİŞKİLER KURMAK… SINIRLARI TANIMAMAK…


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
27 Temmuz 2009

Son bir yıldır Türkiye-Ermenistan ilişkileri ilginç bir görünüm sergilemektedir. AKP Hükümetinden önceki hükümetler de Ermenistan ile sınırları açmak hususunda ABD ve AB’nin baskıları ile karşılaşsalar da ulusal çıkarlardan taviz vermemiştiler.
AKP Hükümetinin Ermenistan’a yönelik son açılımında ise ulusal çıkarların korunmasından bahsetmek mümkün değildir. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün haklı ve büyük devlet olmanın verdiği avantajları göz ardı ederek Ermenistan’a futbol maçını izlemeye gitmesi Ermenistan’ın bencil Türkiye karşıtı psikolojisini desteklemekten başka bir işe yaramamıştır. İlk bakışta bu insani ve iki ülke arasındaki ilişkilerin düzene salınması bakımından değerlendirilebilir. Ancak bu o zaman mümkün olabilirdi ki Ermenistan’da da aynı duygular yaşansın. Maalesef bu gün durum hiçte öyle değildir. Türkiye’nin Ermenistan karşısında bir taraflı olarak taviz vermesi bu ülkenin iç ve dış politikada konumunu bir az daha güçlendirmiş ve haklı konuma düşürmüştür. 
Ermenistan yetkilileri Türkiye’den sınırları açmayı talep ederken hayal ve düşmanlık ürünü olan sözde Ermeni soykırımı propagandasından bir an da olsun vazgeçmemiş, hatta İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı yıllarında propaganda amaçlı hazırlandığını kendilerinin de ifade ettiği ‘Blue Book’u Türkçeye tercüme ettirerek Türkiye’de yayınlanmasını başarmışlardır. Acaba Türkiye’de her hansı bir kurum-ister devlet isterse de sivil toplum kuruluşları sözde soykırım konusunda Türk tezini destekleyen (kitaptan bahsetmiyorum) küçük bir makalenin bile Ermenistan’da yayınlanmasını sağlayabilirler mi? Cevabın kesinlikle ‘HAYIR’ olduğundan emin olabilirsiniz.
Türk Hükümeti Ermenistan ile diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılmasından sonra Ermenistan’ın Türkiye’nin sınırlarını tanıyacağını, sözde soykırım propagandası konusunda tutumlarını değiştireceğine masumca(?) inansa da, Ermenistan’da kimse böyle düşünmemektedir. Ermenistan Cumhuriyet Partisi Parlamento Grup Başkanı Galust Saakyan geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın toplantısında ‘Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kurulması bu ülkenin sınırların tanıyacağımız anlamına gelmez’ diyerek Ermenistan gerçeğini bir daha gözler önüne sermiştir.
Türkiye gerçekten saygı duyulan bir bölge devleti olmak istiyorsa Ermenistan’ın ‘çığırtkan diplomasisinin’ sesini kesmeli, AB’ye üyelik sürecinde her yıl nasıl kabul edilmez taleplerle karşılaşıyorsa aynı stratejiyi Ermenistan’a uygulamalı, Ermenistan’ın sınırları tanımasından (Moskova ve Kars Antlaşmaları) ve sözde soykırım propagandasından vazgeçmesinden sonra karşılıklı tavizlere dayanarak ikili ilişkilerin kurulmasına ve gelişmesine çalışmalıdır. Aksı takdirde 1000 yıllık devlet geleneği ve 600 yıllık imparatorluk tarihi masaldan başka bir şey olmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder