Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Şubat 2012 Çarşamba

Eski Dışişleri Bakanı Sayın İlter Türkmen’e Açık Mektup


Sayın İlter Türkmen,
17 Ocak 2004 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan kendi görüşleriniz doğrultusunda yazdığınız ‘Kafkasya’da Yeni Denklemler’ adlı yorumunuzu büyük bir ilgi ile okudum. Her şeyden önce bu yorumunuzda ön plana çıkardığınız Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili’nin eskiden Rusya yanlısı olması, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınır kapısının açılması, Ermenilerin büyük bir bölümünün Ermenistan’da konuşlanan Rus askeri üssünün çıkarılmasını istemesi, Dağlık Karabağ Savaşı’na rağmen, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin tamamen kesilmemiş olması, Türkiye ve Ermenistan arasındaki tek sorunun Dağlık Karabağ Savaşı’nın olması konusundaki görüşlerinize katılmadığımı saygılarımla dikkatinize sunarım.

Türkiye-Ermenistan İlişkilerinin Değerlendirilmesi


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı 


Ermenilerin Mağduriyet Psikolojisi ve Kimlik Arayışı
Dünya tarihinde 30, 100 yıllık savaşlar yaşanmış, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları milyonlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur. Karşı cephelerde bulunan halklar veya devletler savaş bittikten sonra tekrar normal ilişkilere dönmek için arayış içinde bulunmuş ve kısa sürede bunu başarmışlardır. Savaş yıllarında yaşanan bütün olumsuzluklar, acılar ve kayıplar unutulmaya çalışılmış, ilişkileri ileriye götürmek için yeni projeler geliştirilmiştir. 

24 Ocak 2012 Salı

Türkiye-Ermenistan İlişkilerinin Değerlendirilmesi


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı 

cabbarlih@yahoo.com                                                

Ermenilerin Mağduriyet Psikolojisi ve Kimlik Arayışı
Dünya tarihinde 30, 100 yıllık savaşlar yaşanmış, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları milyonlarca insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur. Karşı cephelerde bulunan halklar veya devletler savaş bittikten sonra tekrar normal ilişkilere dönmek için arayış içinde bulunmuş ve kısa sürede bunu başarmışlardır. Savaş yıllarında yaşanan bütün olumsuzluklar, acılar ve kayıplar unutulmaya çalışılmış, ilişkileri ileriye götürmek için yeni projeler geliştirilmiştir. Ancak Ermenilerin Türkiye’ye yönelik görüşleri 20. yüzyılın başlarından itibaren değişmemiş, aksine Türk düşmanlığı görüşleri daha da artmıştır. Bu süreçte Ermeni milli kimliğinin oluşmasında Türk düşmanlığı psikolojisi önemli yer tutmaktadır. Ermeniler milli kimliklerini pekiştirmek, korumak ve daha güçlü kültüre sahip olan diğer halklar tarafından asimle edilmemeleri için “öteki” arayışında bulunmuş ve doğal olarak bölgedeki en güçlü ve hâkim halk olan Türkleri kendileri açısından “öteki” olarak görmeye başlamışlardır.

ABD’nin Irak Müdahalesi Ekseninde Kafkasya’da Türkiye ve İran Rekabeti


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı 


11 Eylül 2001’de ABD’ye yapılan terör saldırısı dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücü olan ABD’nin de uluslararası terörizm tehlikesine karşı sigortasının olmadığını göstermekle beraber, dünya hegemonyası olma yönünde büyük bir adım atmasının da başlangıcı olmuştur. Bu saldırıdan sonra ABD’nin terörizmle mücadelede “kendi yanında olmayanları, karşı cephede gördüklerini” açıklamasından sonra belli başlı büyük devletlerin yanı sıra, terörizmi destekleyen İran, Irak, Suriye, Libya ve Kuzey Kore gibi devletler de dış politikalarını yeniden gözden geçirmek mecburiyetini hissetmiştir.

Türkiye-Ermenistan Arasında Sınır Kapısı Sorununun Yeni Boyutları


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı  

 2003 yılı başlarından itibaren Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan basınında Türkiye-Ermenistan arasında Akyaka sınır kapısının açılması konusu sık sık gündeme taşınmış ve çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Temmuz ayı sonundan itibaren ise bu konu Rus basınında daha farklı bir boyutta tartışılmaya başlanmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmelerde Türkiye-Ermenistan arasında sınır kapısının açılması durumunda, Rusya’nın Ermenistan üzerinde siyasi ve ekonomik etkisinin azalma ihtimali değerlendirilmekte, Ermenistan’da ve genel olarak Kafkasya’da Türkiye ve Rusya arasında yeni bir rekabet döneminin başlanacağı ifade edilmiştir. Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bölgedeki son gelişmeleri kısa bir şekilde değerlendirmek gerekmektedir.

Rusya’da Ermeni Diasporası: Oluşumu ve Faaliyetleri


Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı   


Giriş
Ermeni diasporasının Avrupa ve Amerika’daki faaliyetleri konusunda bazı araştırmalar yapılmış olsa da Rusya’daki Ermeni diasporası konusu gölgede kalmıştır. Bu çalışmada Rusya’daki Ermeni diasporasının oluşumu, Ermenilerin Rusya’ya göçleri, yerleşmeleri, faaliyetleri ve Ermenistan’a destek bağlamında faaliyetleri incelenecek, bunun yanı sıra Rusya’nın sosyal-siyasi hayatında oynadığı rolleri olduğu ve günümüze kadar olan gelişmelere açıklık getirilecektir.

Eduard Oganisyan’ın “Yüzyıllık Mücadele” Adlı Kitabında Ermeni Meselesi Ve “Soykırım” Propagandası*


    

Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı 
                                                                                                                   

Ermeni Meselesi ile ilgili olarak Amerika ve Avrupa’da ciltlerle kitap yazılmıştır. Ancak bu kitapların birçoğunda tarafsız değerlendirmeden daha çok Ermenilerin görüşleri desteklenmiştir. Sovyetler Birliği’nde ise 1960’lı yıllardan başlayarak tarihçiler ve akademik çevreler Ermeni Meselesi üzerinde yoğunlaşmaya başladılar. Özellikle, 1965’de Ermenistan’ın başkenti Erivan sokaklarında sözde soykırımın 50. yıldönümü nedeniyle düzenlenen yürüyüşten sonra Ermeni Meselesi bir anda araştırmacıların odak noktası oldu.