Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
Giriş
Bu çalışmada
bağımsızlık sonrası Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimleri
değerlendirilmiş ve 2003 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin
muhtemel sonuçları hakkında bazı yorumlarda bulunulmuştur. Özellikle
bağımsızlık sonrası Ermenistan’ın siyasî hayatındaki gelişmelerin ele alındığı
makalede, cumhurbaşkanlığı makamının oluşturulması, yasama ve yürütme erkleri
arasındaki denge, Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hakkında Kanun,
Ermenistan Anayasası’nda belirtilen yetki paylaşımı ve seçim sistemi
incelenmiştir.
1980’li yılların
sonlarından itibaren Ermenistan ulusal bağımsızlık hareketinin güçlenmesi
Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanma sürecini hızlandırdı. Bu süreçte en önemli
gelişme muhalefetin de katıldığı Ermenistan Yüksek Sovyet’ine yapılan seçimler
oldu.
1990 Yılı Ermenistan Yüksek
Sovyet Seçimleri ve Ermenistan’ın Bağımsızlığını İlân Etmesi
1980’li yılların sonlarından itibaren
Sovyetler Birliği’nin çökme sürecinin başlaması bütün Sovyet cumhuriyetlerinde
olduğu gibi Ermenistan’da da ulusal bağımsızlık mücadelesini güçlendirdi.
Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Vilâyeti’nin Ermenistan ile birleştirilmesi
için çaba harcayan Ermeni Ulusal Hareketi (EUH) (Hayoç Hamazgayin
Şarjum) daha sonra Ermenistan’ın bağımsızlığı için ciddî mücadeleye
başlamıştır.
Ermenistan Yüksek Sovyet’i, 20 Mayıs 1990
seçimlerini Komünistlerin kazanmasına rağmen Yüksek Sovyet başkanlığına Ermeni
Ulusal Hareketi Başkanı Levon Ter-Petrosyan getirildi. Petrosyan’ın bu makama
getirilmesi Ermenistan’ın bağımsızlık mücadelesinin anayasal çerçeveye
taşınmasına neden oldu. Artık, sadece muhalefet değil, hükümet de Ermenistan’ın
bağımsızlığını talep ediyordu. Ermenistan Yüksek Sovyet’i 23 Ağustos 1990’da
yapılan ilk toplantısında “Ermenistan’ın Bağımsızlığı Deklârasyonu”nu kabul
etti. 21 Eylül 1991’de yapılan referandumda ise % 94’lük bir oy oranıyla
Ermenistan’ın bağımsızlığı kabul edildi. Ermenistan bağımsızlığını ilân
ettikten sonra Yüksek Sovyet ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısını değiştiren
bir dizi kanunu uygulamaya soktu. Eylül 1990’da “Ermenistan Cumhuriyeti Devlet
Mülkiyeti Hakkında Kanun”, Şubat 1991’de “Ermenistan Cumhuriyeti’nde
Özelleştirmenin Esasları Hakkında Kanun”, “Köylüler ve Köylü Kolektif
Çiftlikleri Hakkında Kanun”[1] kabul edildi. Bu
kanunlar gereğince Ermenistan’da bulunan bütün menkul ve gayrimenkuller
bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti’nin mülkiyetine geçti, daha sonra
özelleştirmenin hukukî alt yapısı hazırlandı. Sovyetler Birliği’nden miras
kalan kolektif çiftlikler dağıtıldı ve toprak devletin tekelinden alınarak
köylülere dağıtıldı.
Ermenistan Yüksek Sovyet’ine muhalefetin
katılımıyla yapılan seçimleri Komünistlerin kazanmasına rağmen Petrosyan’ın
Yüksek Sovyet başkanlığına getirilmesi ve daha sonraki siyasi gelişmêler
devletin yönetim şeklinin değiştirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkardı ve
cumhurbaşkanlığı makamı oluşturuldu.
1991 Yılındaki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Petrosyan, Ermenistan Yüksek Sovyet’i başkanı
seçildiğinde Yüksek Sovyet yasama gücünü elinde tutarken, yürütme gücü başbakan
ve kabinesi ile Yüksek Sovyet Başkanlık Divanı tarafından paylaşılmaktaydı.
1991’de kabul edilen bir kanunla yasama ve yürütme erkleri kesin çizgilerle
ayrıldı ve yürütme yetkilerine sahip bir cumhurbaşkanlığı makamı oluşturuldu.
Bunun için 1 Eylül 1991’de “Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hakkında
Kanun”[2], “Ermenistan
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seçimleri Hakkında Kanun”[3] ve “Ermenistan
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Ödüllendirilmesi, Hizmet Edilmesi ve Korunması
Hakkında Kanun”[4] kabul edildi.
16 Ekim1991’de yapılan cumhurbaşkanlığı
seçimlerini % 83’lik oy oranıyla Ermenistan Yüksek Sovyet Başkanı görevinde
bulunan Petrosyan kazandı. Cumhurbaşkanı adaylarından Vazgen Manukyan’ın
adaylığını geri çektiği seçimde Ulusun Kendi Kaderini Tayin Birliği (UKKTB)
Başkanı Prayur Hayrikyan % 7’lik oyla ikinci oldu.[5] Geri kalan oyları
ise aralarında Komünistlerin, Ermeni Devrimci Federasyonu ve bağımsızların
bulunduğu muhalefet adayları paylaştılar.
“Ne
barış, ne de savaş” durumu Ermenistan ekonomisinde ciddî bir değişikliğe imkân
vermemektedir. Zira Ermenistan kendisinden başka Dağlık Karabağ nüfusunu
beslemekte ve buradaki grupları silâhlandırmaktadır. Petrosyan’ın çok sık
aralıklarla değiştirdiği başbakanlar da ülkenin ekonomik sorunlarına devlet
sanayi tesislerine ham madde ve enerji temin edemediği için üretim durdu ve
işsizlik arttı. Rusya, Sovyet para birimi olan Rubleyi değiştirdikten sonra
Ermenistan ekonomisi daha ciddî bir sıkıntıya girdi ve ulusal paraya geçiş
süreci hızlandırıldı. 1994’te Azerbaycan ile ateşkes anlaşması imzalandıktan
sonra Ermenistan hükümeti daha sistematik olarak ekonomik reformlar yapmaya
fırsat buldu. Metsamor Nükleer Elektrik Santralinin enerji üretimine başlaması
ülkede yaşanan enerji krizini geçici olarak çözdü. Anayasanın hazırlanması için
özel bir komisyon kuruldu. Üç yıllık bir çalışma sonunda anayasa hazırlandı ve
1995’te kabul edildi. Bütün bu gelişmelere rağmen ekonomi ve Dağlık Karabağ
sorunu Petrosyan’ın ikinci dönem başkanlığında da karşısında duran ciddî
sorunlar olarak kaldı.[6]
1996 Yılındaki
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Petrosyan,
1996’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde halkın güvenini
kaybetti, parlâmentoda azınlığa düştü ve güçlü bir muhalefetin baskısıyla karşı
karşıya kaldı. Ateşkes imzalandıktan sonra muhalefet, ülkedeki sorunları
yeniden tanımlamaya, ekonomik ve sosyal sorunları gündeme getirmeye başladı.
Dağlık Karabağ’da savaş devam ederken Petrosyan muhalefet ve halka karşı ülkede
yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasî sorunların savaşla bağlantılı olduğunu iddia
ediyordu. Ancak ateşkesten sonra geçen iki yılda da bu sorunların devam etmesi
ve hatta bazen daha ciddî bir hâl alması Petrosyan iktidarının yetersizliğini
ortaya çıkardı. 1991 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların %83’ünü alan
Petrosyan, 1996 seçimlerinde % 51.75 oy oranıyla Vazgen Manukyan’ı (% 41.29)
yenerek ikinci defa Ermenistan Cumhurbaşkanı seçildi.
Petrosyan iktidarının zayıflamasının en büyük
nedenlerinden biri de 1980’li yılların sonlarından itibaren onunla beraber
mücadele eden arkadaşlarının ve Karabağ Komitesi liderlerinin ayrılarak kendi
siyasî partilerini kurmaları olmuştur. Petrosyan yönetiminin ilk başbakanı olan
Vazgen Manukyan ve Yüksek Sovyet’in Dış İlişkiler Daimî Komitesi Başkanı Davit
Vardanyan Ulusal Demokratik Birlik Partisi’ni (UDBP) kurdular. Bir dönem
Petrosyan’ın ulusal güvenlik başdanışmanı görevinde bulunan Aşot Manuçaryan ve
Rafael Gazaryan ise Bilim Adamları ve Sanayiciler Birliğini[7] (BASB)
oluşturdular. 1996 seçimlerinden sonra Petrosyan iktidarında ikincil konumda
olan liderlerin de ayrılmaya başlamasıyla iktidar daha da zayıfladı.
Petrosyan’ın yedi yıllık iktidarında en çok
tartışılan konu Taşnaksutyun Partisi’nin kapatılması ve 1996 seçimleri
öncesinde sokaklarda gösteri yapanlara karşı ordunun kullanılması olmuştur.
Petrosyan, 1994 Eylül ayında Taşnaksutyun
Partisi’nin yasadışı faaliyetlerde bulunduğuna dair deliller elde edilince,
ulusal güvenlik gerekçesiyle bu partinin kapatılması kararını imzaladı.[8] Bundan iki gün
sonra Başsavcı, terör faaliyetlerinde bulunmak ve siyasî örgütlerin yurt dışından
veya bir yabancı tarafından yöneltilmeyeceği hükmünü içeren “Siyasî ve Kamusal
Örgütler Hakkında Kanun”un[9] 3. maddesinin ihlâl
edildiği gerekçesiyle Yüksek Mahkemeden Taşnaksutyun Partisi’nin kapatılmasını
talep etti. Birçok Ermeni yazar Taşnaksutyun Partisi’nin kapatılmasını
Ermenistan’da gelişme aşamasında olan demokrasiye karşı bir darbe olarak
nitelendirdi.
1996 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri
arifesinde muhalefet birleşerek mitingler düzenledi. Parlâmento önünde yapılan
bir miting sırasında dönemin Parlâmento Başkanı ve yardımcılarının kaçırılarak
feci bir şekilde dövülmesi iktidarın sabrını taşıran son damla oldu. Petrosyan, daha fazla taşkınlık yapılmaması
için orduyu kullandı.[10]
Petrosyan, ekonomik alanda bazı reformlar
yapsa da karşılaştığı sorunların hepsini çözmeyi başaramadı. Petrosyan
ekonomiyi iyileştirmeye değil, yeni bir ekonomi kurmaya çalışıyordu. Zira
ekonomi tamamen çökmüştü ve bağımsızlık sonrası Sovyet mevzuatı ile ülke
ekonomisinin kalkınması mümkün değildi. Pazar ekonomisi, küçük devlet
mülkiyetinin özelleştirilmesi ve toprak reformu için yeni kanunlar kabul
edilmesine rağmen istenilen sonuçlara ulaşılamadı. Azerbaycan ile barış
anlaşmasının imzalanmaması da ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi.
Ateşkes imzalanmasından sonra Petrosyan,
Azerbaycan ile görüşmelere başladı ve 1997’de AGİT Minsk Grubu’nun ileri sürdüğü
barış anlaşmasını prensip itibarıyla kabul etmesiyle istifa sürecini
hızlandırdı.
Petrosyan
iktidarında Ermenistan Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı
Danışmanı görevinde bulunan Libaridyan, Petrosyan’ın istifa etmesinin nedenini
geleneksel rakipleri olan Ermenistan Komünist Partisi (EKP), Ermenistan
Demokratik Partisi (EDP), Ulusal Demokratik Birlik (UDB), Ulusun Kendi Kaderini
Tayin Birliği (UKKTB) ve Ermeni Devrimci Federasyonu’nu (EDF) baskıları
sonucunda değil, on yıl birlikte çalıştığı kişilerin ona karşı çıkmalarında
görmektedir.[11]
Muhalefetin, özellikle de kendi grubunda kilit konumda olan bazı bakanların da
izlediği ekonomik ve siyasî politikaları ile Karabağ politikasına karşı
çıkmaları sonucunda Petrosyan, Şubat 1998’de istifa etmek zorunda kaldı.
Dağlık
Karabağ’dan Ermenistan Cumhurbaşkanlığına Giden Yol: 1998 Cumhurbaşkanlığı
Seçimleri
Petrosyan istifa ettikten sonra başbakanlık
görevinde bulunan Koçaryan vekâleten Cumhurbaşkanlığı yetkilerini üstlendi.
1980’li yılların sonlarından itibaren Dağlık Karabağ’da Krunk (Turna)
teşkilâtının liderliğini yapan Koçaryan, 1992’de sözde Dağlık Karabağ Savunma
Komitesi Başkanı, 1996’da ise Cumhurbaşkanı seçildi.[12] Petrosyan
tarafından Mart 1997’de Ermenistan Başbakanı olarak göreve getirilen Koçaryan,
daha sonra muhalefet saflarına katılarak Petrosyan’ın ekonomi ve Dağlık Karabağ
politikasını eleştirmeye başladı. Koçaryan cumhurbaşkanlığı adaylığını
açıkladıktan sonra Liberal Demokrat Parti ve başka muhalif siyasî partiler
“Ermenistan Cumhurbaşkanlığı Hakkında Kanun”un 3. maddesinde belirtilen “...35
yaşını tamamlamış, seçme ve seçilme hakkına sahip olan, son on yılı
Ermenistan’da yaşayan herkes cumhurbaşkanı seçilebilir...”[13] ifadesine dayanarak
Koçaryan’ın son on yılda Ermenistan’da yaşamadığını ve cumhurbaşkanı adayı
olamayacağını ileri sürdüler. Ancak Koçaryan, İçişleri Bakanlığı’ndan aldığı ve
son on yılda Ermenistan’da yaşadığını teyit eden belgeyi Yüksek Seçim Komisyonuna
sunduktan sonra muhalefet partilerin itirazları sonuçsuz kaldı.
Koçaryan, istifa edip ayrılan Petrosyan’a vekâlet ettiği için
Cumhurbaşkanı yetkilerine sahipti ve seçimlere hile karıştırdığı iddialarına
rağmen 1. turda Cumhurbaşkanı seçilemedi[14]. Hiçbir siyasî partiden destek almayan
bağımsız aday Karen Demirçiyan Koçaryan’la ikinci tur seçimlerine kaldı.
Birinci turda Robert Koçaryan 545.843 (% 38,82), Karen Demirçiyan 430.530 (%
30,62), Vazgen Manukyan 171.834 (% 12,22), Sergey Badalyan 154.997 (% 11,02),
Prayur Hayrikyan 76.009 (% 5,41), David Şahnazaryan 6.891 (% 0,49), Artaşes
Gegamyan 6.308 (% 0,45), Vigen Khaçatryan 4.016 (% 0,29), Hrant Khaçatryan
2.943 (% 0,21), Aram Sargsyan 2.715 (% 0,19), Yuri Mkrtçyan 2.511 (% 0,18) ve
Aşot Bleyan 1.563 (% 0,11)[15] oy aldılar.
Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seçimleri Hakkında Kanun[16] (5. Bölüm, 32. Madde) gereğince toplam oyların yarıdan fazlasını alamayan aday cumhurbaşkanı seçilemediğinden Ermenistan Yüksek Seçim Komisyonu en fazla oy alan Koçaryan ve Demirçiyan arasında ikinci tur seçimlerin 30 Mart 1998’de yapılmasını kararlaştırdı.
İkinci tur seçimlerinde Karen Demirçiyan % 40,51, Robert Koçaryan ise % 59,49 oranında oy aldı ve Cumhurbaşkanı seçildi. Koçaryan’ın ilk tur seçimlerinde Demirçiyan’dan % 8,20 oranında fazla oy almasına karşın ikinci tur seçimlerinde aradaki farkı %18,98’e kadar çıkarması, muhalefet tarafından seçimlere hile karıştırılması olarak değerlendirildi.
TABLO–1. İkinci Tur Seçimlerinde Seçim Bölgelerine Göre Koçaryan ve
Demirçiyan Arasında Oy Dağılımı.
Seçim Bölgeleri: 1 - Ajapnyak, 2 -
Avan, 3 - Arabkir, 4 - Davitashen, 5 - Erebuni, 6 - Center,7 -
Malatia-Sebastia, 8 - Nor Nork, 9 - Nork-Marash, 10 - Nubarashen, 11 -
Shengavit, 12 - Kanaker-Zeytun
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kaynak:
http://cec.freenet.am/Results/Regions.html
27 Ekim 1999’da
Ermenistan Parlâmentosuna yapılan silâhlı saldırıda Parlâmento Başkanı Karen
Demirçiyan, Başbakan Vazgen Sargsyan ve altı milletvekilinin öldürülmesi
kamuoyu önünde Koçaryan’ı zor durumda bıraktı. Muhalefet basınında bu olaya
Koçaryan’ın da adının karıştığı ve en güçlü rakipleri olan Demirçiyan ve
Sargsyan’a karşı suikastı kendisinin plânladığı iddia edildi. Bu olaydan sonra
muhalefet Koçaryan iktidarına karşı mitingler düzenleyerek istifasını talep
etti. Özellikle Parlâmentodaki bir grup milletvekili Koçaryan’a gensoru
önergesi vermeye çalışsalar da bu teklifi Parlâmento gündemine aldıramadılar.
Koçaryan’ın
Başkanlık Döneminde İzlediği Politika
Koçaryan’ın
politikasını dört ana başlık altında değerlendirmek mümkündür.
1.Ekonomi
politikası. 27 Ekim Parlâmento
saldırısı Koçaryan iktidarının ciddî kamuoyu desteğinin kaybına ve siyasî
düzenin bozulmasına neden olsa da hükümet kısa sürede yaşadığı şoku atlattı. “Benim
halkım benim partimdir” sloganı ile iktidara gelen Koçaryan’ın en önemli
hedefi ülkenin kalkındırılması, insanların hayatının normalleştirilmesi ve yeni
iş yerlerinin açılması oldu. Kamu kuruluşlarının özelleştirilmesinde, sermaye
girişine kolaylık sağlanmasında ve enerji krizinin ortadan kaldırılmasında bazı
girişimlerde bulunsa da hükümet, ülkenin ekonomik hayatında karşılaştığı
sorunları tam olarak çözemedi. Dış yardım ve diasporanın malî desteği ile
ayakta durmaya çalışan Ermenistan ekonomisi büyük ölçüde bağlı olduğu Rusya’ya
olan 101 milyon Dolar borcunu ödeyemedi ve bu borcuna karşılık büyük bir askerî
sanayi tesisi olan Nairit ve ülke elektrik ihtiyacının %40’nı üreten Hrazdan
hidroelektrik santralini Rusya’nın kontrolüne verdi.[17]
2. Dış
politikası. Koçaryan iktidarının dış politikası Rusya ve İran yanlısı olmakla daha
çok geleneksel bir çizgi izlemektedir. Ermenistan ve Rusya ilişkileri özellikle
Koçaryan döneminde yeni bir ivme kazandı. Bunlar, iki bağımsız devlet
ilişkilerinden daha çok eyalet ve merkez ekseninde gelişti. Koçaryan, Rusya ile
askerî işbirliğine büyük önem vermekte ve Rus askerlerinin Ermenistan’da
bulunmasını ülke bağımsızlığının güvencesi olarak görmektedir. Nitekim
Ermenistan’da Rus askerî üsleri bulunmakta (MİG–29 filosu ve S-300 Zenit hava
savunma sistemleri) ve sınırları Rus
ordusu tarafından korunmaktadır.[18] Petrosyan’dan
farklı olarak Koçaryan, soykırımı iddialarına öncelik verdi ve ABD ve Avrupa’da
sözde Ermeni soykırımının tanınmasına çalıştı.[19]
3. Diaspora
politikası. Levon Ter-Petrosyan’dan farklı olarak Koçaryan, diaspora Ermenilerine
büyük önem verdi ve 1998 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde diasporanın
desteğini aldı. Koçaryan iktidara geldikten sonra ilk olarak Petrosyan
tarafından kapatılmış Taşnaksutyun Partisi’nin faaliyetlerine izin verdi ve
tutuklu bulunan üst düzey parti görevlilerinin serbest bırakılmasını sağladı.[20] Koçaryan, özellikle
diaspora Ermenilerinin malî desteğini kazanmaya çalışarak ülkenin yaşadığı
ekonomik ve sosyal sorunlarını gidermeye çalıştı. Bu amaçla Cumhurbaşkanı
seçildikten sonra Ermenistan ve diaspora temsilcilerinin katıldığı Birinci
Diaspora Konferansını 22–23 Eylül 1999’da, İkinci Diaspora Konferansını da 27–28
Mayıs 2002’de düzenlendi. Yaklaşık 3.000 kişinin katıldığı son konferansta Ermenistan’ın
ve diaspora Ermenilerinin sorunları tartışılmış, diaspora ve Ermenistan
arasında işbirliğinin koordine edilmesi gerektiği belirtilmiştir.[21] Ancak son aylarda Ermenistan
medyasında, Koçaryan’ın Ermeni diasporası ile ciddî anlaşmazlıkları olduğu ve 2003
cumhurbaşkanı seçimlerinde özellikle ABD Ermeni diasporasının Koçaryan’a destek
vermeyeceği şeklinde haberler yayımlanmaktadır.[22] Koçaryan her ne
kadar diasporanın en fazla önem verdiği konu olan sözde soykırımını devlet
politikasına dönüştürdüyse de 2003 seçimlerinde diasporanın tam desteğini
alması mümkün gözükmemektedir. Diaspora Ermenilerinin Koçaryan’a olan desteğini
azaltmasının başlıca nedenleri ekonomide yaşanan durgunluk, ülkedeki
yolsuzluklar ve 27 Ekim 1999 Parlâmento katliamına Koçaryan’ın adının karışması
olmuştur.
4. Dağlık
Karabağ politikası. Koçaryan, iktidarının siyasî ve askeri gündemini
oluşturan Dağlık Karabağ’la ilgili kesin bir tavır sergilememiş, soruna bir
çözüm bulmaktansa zamana yaymayı tercih etmiştir. Selefi Petrosyan’ı, Karabağ
sorununa bir çözüm bulmadığı veya teslimci barış yapmaya kalkışmakla suçlayan
Koçaryan dört yıllık iktidarında sorunun çözülmesi için ciddî bir çaba
göstermemiştir. Galip devlet olmanın üstünlüğünü kullanan Koçaryan,
görüşmelerde Azerbaycan’ın kabul edemeyeceği şartlar ileri sürmüş, uzlaşmacı
bir tutum göstermemiştir. Bu konuda, Fransa ve Amerika Başkanlarının ve AGİT
Minsk Grubu eş başkanlarının arabuluculuk girişimleri de sonuçsuz kalmıştır.
Koçaryan ve Aliyev’in Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin, Ermenistan’la sınır
bölgesi olan Sederek ilinde 14 Ağustos 2002’de yaptıkları 21. görüşmede
ilerleme sağlanamadığı anlaşılmaktadır.[23] Koçaryan, Dağlık
Karabağ konusunda halkın benimsemediği bir anlaşma imzaladığı taktirde
muhalefetin ciddî baskılarına maruz kalacağını bildiği için görüşmelerde
radikal adımlar atmaktan çekinmektedir.
Koçaryan’ın 2003’de Cumhurbaşkanı Seçilme Olasılığı
Ermenistan
Merkez Seçim Kurulu’nun cumhurbaşkanlığı adaylarının belirlenmesi için verdiği
süre 6 Aralık 2002’de sona erdi. Merkez Seçim Kurulu’nun verdiği bilgiye göre 6
Aralık 2002 tarihine kadar Stepan Demirçiyan (Ermenistan Halk Partisi), Aram
Karapetyan (bağımsız), Prayur Hayrikyan (Ulusun Kendi Kaderini Tayin Birliği),
Artaşes Gegamyan ( (Ulusal Birlik), Raffi Hovannisyan (bağımsız), Robert
Koçaryan (bağımsız), Ruben Avagyan ( Birleşik Ermeniler), Aram Sargsyan
(Ermenistan Demokrat Partisi), Garnik Margaryan (Vatan ve Onur), Aram
Harutyunyan (Ulusal Antlaşma), Arşak Sadoyan (Ulusal Demokratlar Bloğu), Vazgen
Manukyan (Ulusal Demokratlar Birliği), Vladimir Darbinyan (Ermenistan Komünist
Partisi), Aram Sargsyan (Cumhuriyet Partisi) ve Petros Makeyan ( Demokratik
Vatan) Merkez Seçim Kurulu’na müracaat ederek cumhurbaşkanlığı seçimlerine
adaylığını resmen bildirmiştir.[24]
Temmuz 2002’de
Ermeni Ulusal Hareketi tarafından Levon Ter-Petrosyan’ın 2003’teki
cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacağı açıklansa da Merkez Seçim Kurulu’nun
verdiği bilgilerden Petrosyan’ın seçimlere katılmayacağı anlaşılmaktadır.
Petrosyan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmaması, Koçaryan’ın ikinci dönem
cumhurbaşkanı seçilme şansını arttırmaktadır. Çünkü özellikle son aylarda
Ermeni basınında Koçaryan’a karşı en güçlü rakibin Petrosyan’ın olduğu
konusunda haberler yayımlanmaktaydı.
26 Kasım 2002’de
Ermenistan Bilimler Akademisi’nde yapılan toplantıda Koçaryan’ın 2003
cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığı ileri sürüldü. Koçaryan toplantıda
yaptığı konuşmada ikinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarılı olduğu
taktirde Ermenistan ekonomisinin kalkınması için elinden gelen her şeyi
yapacağını ifade ederek seçmenlerden destek istedi. Bu açıklamadan sonra
Taşnaksutyun (Ermeni Devrimci Federasyonu), Cumhuriyet, Orianç Yerkir ve
Artsakh-Ermenistan[25] Parti liderleri 2003
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Koçaryan’ı destekleyeceklerini ifade ettiler.
Ermenistan
Savunma Bakanı Serj Sargsyan’ın Aralık ayı başlarında Koçaryan’ın seçim
çalışmaları koordinatörlüğü görevini üslenmesinden sonra, bazı muhalif partiler
buna itiraz ederek, ordunun seçimlere müdahale edeceğini ve ülkedeki
demokrasiye zarar vereceğini ileri sürseler de başka siyasi partiler bu konuyu
fazla gündeme taşımadı.
1998
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Koçaryan’la ikinci tura kalan Karen Demirçiyan’ın
27 Ekim 1998 Parlâmento saldırısında öldürülmesi sonucu, Koçaryan 2003 devlet
başkanı seçimlerinde rakipsiz katılacaktır. Cumhurbaşkanı adaylarından Prayur
Hayrikyan, Artaşes Gegamyan, Vazgen Manukyan ve Aram Sargsyan’ın 1998 devlet
başkanı seçimlerine katıldıklarını ve sırasıyla % 5,41, % 0,45, % 12,22, % 0,19[26] oranında oy aldıklarını
göz önüne alırsak 2003 seçimlerinde Koçaryan’ın ilk turda devlet başkanı
seçileceğini tahmin etmek mümkündür.
Petrosyan’ın
cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmaması ve Ermenistan muhalefetinin ortak aday
belirleyememesi, muhalefetin zayıf olduğunu ve muhalefet partileri arasındaki
iç sorunları aşacak kadar güçlü bir siyasi geleneğe sahip olmadıklarını
göstermektedir. Her ne kadar 16 muhalif siyasi parti 27 Ağustos 2002’de bir
araya toplanarak seçim süresinde ortak eylem planı uygulamaya çalışsa da,
16’lara üye olan Vazgen Manukyan yaptığı bir açıklamada 16’ların siyasi kurum
olmaktan daha çok bir istişare organı olduğunu ve muhalefetin ortak devlet
başkanı adayını belirleyecek güce ve yapıya sahip olmadığını ifade etti.[27]
Ermenistan
muhalefetinin özellikle 2002 yılı başlarından itibaren Koçaryan’a karşı daha
örgütlü bir şekilde mücadele ettiği görülmektedir. Muhalefet milletvekilleri
son aylarda Cumhurbaşkanının görevden alınmasını öngören bir gensoru önerisini
Parlâmento gündemine aldırmak istemiş ancak başarılı olmamıştır. Özellikle
Millî Birlik ve Ermenistan Halk Partileri, Koçaryan’a karşı güçlü muhalif grup
oluşturmuştur.[28]
2003 seçimlerinde Rusya’nın Koçaryan’ı destekleyeceğini tahmin etmek
mümkündür. Koçaryan, iktidara geldikten hemen sonra Petrosyan iktidarının son
yıllarında Rusya ile yaşadığı siyasî ve ekonomik sorunları çözmek için Rusya
politikasını yeniden düzenledi. Rusya’ya olan borcunu ödeyemediği için
stratejik sanayi müesseselerini Rusya’nın kontrolüne veren Ermenistan, bunu
kamuoyuna iki taraflı ekonomik ilişkiler olarak sunmaktadır.[29] Rusya’nın taleplerine
uyan ve Güney Kafkasya’daki en güvenilir müttefiki olan Ermenistan’da Koçaryan
iktidarının devam etmesine çalışması doğaldır.
Batı dünyasının Koçaryan’ı destekleyeceğini iddia etmek şimdilik mümkün
gözükmemektedir, zira Koçaryan, Kafkasya’nın güvenliğini tehdit eden Karabağ
konusunda uzlaşmacı tavır sergilememiştir. Hazar havzası petrol kaynaklarına
büyük yatırımlar yapan Avrupa ve Amerika, petrolü güvenli bir şekilde dünya
pazarlarına ulaştırmak istemektedir. Karabağ sorununda yaşanan belirsizlik
bölge istikrarını ve petrol boru hattı güzergâhını ciddî şekilde tehdit ettiği
için Koçaryan’a sorunun çözülmesi için baskı uygulanması olasıdır[30].
Diaspora Ermenileri Koçaryan’ın ikinci defa Cumhurbaşkanı seçilmesine
sıcak bakmamaktadır. Amerika’da faaliyet
gösteren Ermeni Millî Enformasyon Merkezi Başkanı Pol Yangoyan yaptığı bir
açıklamada Ermenistan’da cumhurbaşkanı makamına sahip olacak başka değerli
insanların da olduğunu ifade ederken[31] diaspora Ermenilerinin
Koçaryan’a karşı görüş açıkladıklarını söylemek mümkündür.
Bugün Koçaryan’a karşı en güçlü alternatif Levon Ter-Petrosyan
gözükmektedir. 1997 ve 1998’de Petrosyan iktidarının karşılaştığı ekonomik,
sosyal ve siyasî problemlerin hiçbiri Koçaryan iktidarı tarafından
çözülememiştir. Aksine, AGİT Minsk Grubunun Dağlık Karabağ konusunda teklif
ettiği barış projesini kabul ettiği için muhalifleri ve özellikle yakın çevresi
Petrosyan’ı vatana ihanette suçladıkları hâlde, onların desteği sonucunda
iktidara gelen Koçaryan, Karabağ görüşmelerinde aynı barış projesini ele
almaktadır. Pragmatik kişiliği ile tanınan Petrosyan, seçim kampanyasında
özellikle Dağlık Karabağ konusunda Ermenistan’ın çıkarlarını koruyacak ve Dağlık
Karabağ’ın güvenliğini sağlayacak bir anlaşma yapacağını savunursa Koçaryan
karşısında başarılı olma şansını yakalayabilir. Ancak Koçaryan’ın, iktidarda
olmasının sağladığı avantajla, kendisinin yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi için
seçimlere hile karıştırabilmesi gibi bir üstünlüğü var ve gerektiği taktirde bu
yönteme başvurabilir. Koçaryan’ın Parlâmentoyu kontrolünde tutması da onun için
başka bir avantajdır. Bir anlaşmazlık ortaya çıkmazsa Koçaryan muhtemelen Miasnutyun
(Birlik) grubunun da desteğini alacaktır. Koçaryan’a yakınlığı ile tanınan
Ramgavar (Liberaller) 2003 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Koçaryan’ı
destekleyeceklerini açıklamışlardır,[32] ancak iç dinamiklerde
yaşanan herhangi bir gelişme seçim sürecini etkileyebilecektir.
Bu olumsuzluklara
rağmen Koçaryan 2003 yılı seçimlerinde muhtemelen cumhurbaşkanı seçilecektir. Ancak
beş yıl süreyle iktidarda kalıp kalmayacağı tartışmaya açık bir konudur.
Sonuç
2003
cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylar arasında ciddî rekabete sahne olacaktır.
Özellikle Koçaryan’ın 27 Ekim 1999 Parlâmento katliamına adının karışması
muhalefet adayları tarafından propaganda aracı olarak kullanılabilir. Bugüne
kadar 15 adayın seçimlere katılacağı açıklanmıştır.
Koçaryan
cumhurbaşkanı seçildiği taktirde şu sonuçlar ortaya çıkabilir:
- Ermenistan
geleneksel politikaya devam edecek, Rusya ve İran’a bağımlılığı daha da
artacaktır.
- Koçaryan, Karabağ sorunu ile ilgili kesin bir anlaşma imzalamaya
çalışmayacak, sorunun halledilmesini zamana yaymak isteyecektir.
- Türkiye ile ilişkile[33]rinde önemli bir gelişme
görülmeyecektir.
- Ermenistan sözde soykırım iddialarına devam edecektir.
- Taşnaksutyun ve başka diaspora partilerinin Ermenistan’ın siyasî
hayatında önemi artacaktır.
-
Hükümet ekonomik ve sosyal problemleri çözemediği taktirde kamuoyu
karşısında Türkiye ve Azerbaycan düşmanlığının propagandasını gündeme getirerek
kişilerin bu sorunlara odaklanmasını önlemeye çalışacaktır.
[1]Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi
: http//www. Parliament.am/Ru/Our
[2] Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi:
http//www. Parliament.am/hdoc
/laws/ru/ssrfmy. html
[3] Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi:
http//www. Parliament.am/hdoc/
laws/ru/ilxm5q-f.html
[4] Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi:
http//www. Parliament.am/hdoc
/laws/ru/9s234r.html
[5] Gerard. J. Libaridyan, Ermenilerin Devletleşme Sınavı,
(İstanbul: İletişim Yayınları, 2000), s.
27.
[6] Libaridyan, Ermenilerin..., s. 29.
[7] Libaridyan, Ermenilerin..., s. 30.
[8] Aravot, 27 Mart 2000.
[9] Tam metni için bkz. “Zakon Respubliki Armeniya Ob
Obşestvenno-Poitiçeskikh
Organizaçiyakh”, Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi: http//www.parliament.am/hdoc/laws/ru/yzk9sg.html
[10] Libaridyan, Ermenilerin...,
s. 69.
[11] Libaridyan, Ermenilerin...,
s. 77.
[12] Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Web Sitesi: http://www.president.am/rus/?folder=president&sub=biography
[13] Tam metni için bkz. “Zakon Respubliki Armeniya o Prezidente Respubliki
Armeniya”, Ermenistan Parlâmentosu Web Sitesi: http://parliament.am/hdoc/laws/ru/ssrfmy.html.
[14] Aravot, 13 Nisan 1999,
[15] Noyan Tapan, 19 Mart 1998, Tam metni için bkz: http://www.asbarez.com/aol/election98/98031913.html
[16] Tam metni için bkz. Ermenistan Cumhuriyeti Parlâmentosu Web Sitesi: http://www.parliamen.am/hdoc
/laws/ru/5hn6si.html
[18] Mustafa Aydın, “Kafkasya ve Orta Asya’yla İlişkiler”, Der: Baskın
Oran, Türk Dış Politikası, (İstanbul, İletişim Yayınları, 2001), s. 412.
[19] Mustafa Aydın, Kafkasya ve Orta...,
s. 415.
[20] Libaridyan, Ermenilerin...,
s. 141.
[21]
Daha geniş bilgi için bkz: http://www.azg.am/_TR/20020521/2002052103.shtml
[22] Aravot, 15 Nisan 2002.
[23] Kamer Kasım, “The Nagorno – Karabakh Pease Process: An Evaluation of
the Latest Between Aliyev and
Kocharian”, Turkish Daily News,
August 17, 2002, ve bkz: http://www.525ci.com/1263/siyaset.htm#030
[24]
http://www.azg.am/_TR/20021207/2002120703.shtml
[25]
http://www.azg.am/_TR/20021203/2002120302.shtml
[26] Noyan Tapan, 19 Mart 1998.
[27] http://www.aravot.am/2002/aravot_rus/November/30/st01.htm
[28] Daha geniş bilgi için bkz: http://www.zerkalo.az/newssite/pages/l2/s0.shtml#2001/10/01_19_26_02
[29]
Daha geniş bilgi için bkz: http://www.aravot.am/2002/aravot_rus/July/18/aravot_index.htm
[30] Hatem Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası Ermenistan’ın Enerji
Politikası”, 2023 Dergisi,, 15
Ağustos 2002, Sayı: 16, s. 76.
[31] Daha geniş bilgi için bkz:
http://www.525ci.com/1236/dunya.htm#3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder